20 sorudan oluşan 4. sınıf Parçada Anlam testini interaktif olarak bu sayfadan çözebilirsiniz. Doğru ve yanlış cevapları anında görerek öğrenmenizi pekiştirecek olan bu testte size başarılar dileriz.
Sınav özeti
0 - 20 soru tamamlandı
Sorular:
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
Bilgi
4. Sınıflar için hazırlanmış olan Parçada Anlam testi.
Daha önce bu sınavı bitidiniz ve tekrar alamazsınız.
Sınav yükleniyor...
Sınava başlamak için önce kayıt olmalısınız.
Bu sınavı başlatmak için, aşağıdaki sınav bitirmek zorundasınız:
Sonuçlar
0 - 20 soru doğru olarak cevaplandı
Zamanınız:
Zaman doldu
0 - 0 Puan aldınız, (0)
Ortalama değer | |
Sizin sonucunuz |
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- Ceveplanan
- Gözden geçirme
- Soru 1 - 20
1. Soru
Yıldırım Beyazıt köyleri dolaşıyordu. Bir gün, köyün birinde çok yaşlı bir köylüye rastladı. Bu köylü bahçesinde küçük küçük fidanları dikiyordu. Yıldırım yaşlı köylüyle şakalaşmak istedi: – Baba,dedi. Bu fidanlar ne zaman büyüyüp de yemiş verecek? Bu yemişlerden yemek sana nasip olacak mı? Köylü: – Hiç sanmıyorum, dedi. – Öyle ise niye kendini yorup duruyorsun? – Biz atalarımızın diktiği yemişleri yemiyor muyuz? Oğullarımız, torunlarımız da bizim diktiklerimizin yemişini yesinler. Bu cevap Yıldırım Beyazit’ın çok hoşuna gitmişti. – Aferin ! dedi. O zamanlar padişah kime ” aferin” derse hemen bir altın verilmesi gelenekti. Padişahın yanındaki-lerden biri hemen köylüye bir altın verdi. Köylü: – Bak sultanım! Dedi. Gördün mü? Bizim fidanlar şimdiden meyve verdi. Bu cevap Yıldırım Beyazıt’ın daha çok hoşuna gitti. Köylünün sırtını sıvazladı. – Aferin baba, aferin! Dedi. Köylü bu söz üzerine bir altın daha aldı. Tanrısına dua etti.
Köylü fidanları niçin dikiyordu?
DoğruDoğru değil - Soru 2 - 20
2. Soru
Yıldırım Beyazıt köyleri dolaşıyordu. Bir gün, köyün birinde çok yaşlı bir köylüye rastladı. Bu köylü bahçesinde küçük küçük fidanları dikiyordu. Yıldırım yaşlı köylüyle şakalaşmak istedi: – Baba,dedi. Bu fidanlar ne zaman büyüyüp de yemiş verecek? Bu yemişlerden yemek sana nasip olacak mı? Köylü: – Hiç sanmıyorum, dedi. – Öyle ise niye kendini yorup duruyorsun? – Biz atalarımızın diktiği yemişleri yemiyor muyuz? Oğullarımız, torunlarımız da bizim diktiklerimizin yemişini yesinler. Bu cevap Yıldırım Beyazit’ın çok hoşuna gitmişti. – Aferin ! dedi. O zamanlar padişah kime ” aferin” derse hemen bir altın verilmesi gelenekti. Padişahın yanındaki-lerden biri hemen köylüye bir altın verdi. Köylü: – Bak sultanım! Dedi. Gördün mü? Bizim fidanlar şimdiden meyve verdi. Bu cevap Yıldırım Beyazıt’ın daha çok hoşuna gitti. Köylünün sırtını sıvazladı. – Aferin baba, aferin! Dedi. Köylü bu söz üzerine bir altın daha aldı. Tanrısına dua etti.
Köylü bahçesinde ne yapıyordu?
DoğruDoğru değil - Soru 3 - 20
3. Soru
Yıldırım Beyazıt köyleri dolaşıyordu. Bir gün, köyün birinde çok yaşlı bir köylüye rastladı. Bu köylü bahçesinde küçük küçük fidanları dikiyordu. Yıldırım yaşlı köylüyle şakalaşmak istedi: – Baba,dedi. Bu fidanlar ne zaman büyüyüp de yemiş verecek? Bu yemişlerden yemek sana nasip olacak mı? Köylü: – Hiç sanmıyorum, dedi. – Öyle ise niye kendini yorup duruyorsun? – Biz atalarımızın diktiği yemişleri yemiyor muyuz? Oğullarımız, torunlarımız da bizim diktiklerimizin yemişini yesinler. Bu cevap Yıldırım Beyazit’ın çok hoşuna gitmişti. – Aferin ! dedi. O zamanlar padişah kime ” aferin” derse hemen bir altın verilmesi gelenekti. Padişahın yanındaki-lerden biri hemen köylüye bir altın verdi. Köylü: – Bak sultanım! Dedi. Gördün mü? Bizim fidanlar şimdiden meyve verdi. Bu cevap Yıldırım Beyazıt’ın daha çok hoşuna gitti. Köylünün sırtını sıvazladı. – Aferin baba, aferin! Dedi. Köylü bu söz üzerine bir altın daha aldı. Tanrısına dua etti.
Bu yazıda anlatılmak istenen nedir?
DoğruDoğru değil - Soru 4 - 20
4. Soru
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yer küre üzerinde doğanın dengesini bozmayacak oranda doğmak, gelişmek ve yaşamak zorundadır. Endüstri atıkları, nükleer denemeler gibi çeşitli olaylar yüzünden doğanın dengesini bozmaktadır. Öyle ise biz dünyalılar millet farkı gözetmeksizin doğaya önem vermeli ve bu eşsiz umursamazlığımızdan vazgeçmeliyiz.
Doğanın dengesinin bozulması sonucu aşağıdakilerden hangisi olur?
DoğruDoğru değil - Soru 5 - 20
5. Soru
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yer küre üzerinde doğanın dengesini bozmayacak oranda doğmak, gelişmek ve yaşamak zorundadır. Endüstri atıkları, nükleer denemeler gibi çeşitli olaylar yüzünden doğanın dengesini bozmaktadır. Öyle ise biz dünyalılar millet farkı gözetmeksizin doğaya önem vermeli ve bu eşsiz umursamazlığımızdan vazgeçmeliyiz.
Aşağıdakilerin hangisi endüstride ileri olmanın getirdiği zarardır?
DoğruDoğru değil - Soru 6 - 20
6. Soru
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yer küre üzerinde doğanın dengesini bozmayacak oranda doğmak, gelişmek ve yaşamak zorundadır. Endüstri atıkları, nükleer denemeler gibi çeşitli olaylar yüzünden doğanın dengesini bozmaktadır. Öyle ise biz dünyalılar millet farkı gözetmeksizin doğaya önem vermeli ve bu eşsiz umursamazlığımızdan vazgeçmeliyiz.
Yukarıdaki yazıda anlatılan nedir?
DoğruDoğru değil - Soru 7 - 20
7. Soru
ÜÇ ARKADAŞ
Biz üç arkadaşız. Ben, Ali, Hasan bir de Mustafa. Ben tornacıda çalışırım. Ustam zaman zaman arabaları da onarır. Hasan kahvecinin yanında çalışır. Ona buna çay, kahve taşır. En zor iş Mustafa’nın. Çünkü sabahtan akşama kadar ayakta çalışır. Durmadan demir döver.Ali ne iş yapıyor?
DoğruDoğru değil - Soru 8 - 20
8. Soru
ÜÇ ARKADAŞ
Biz üç arkadaşız. Ben, Ali, Hasan bir de Mustafa. Ben tornacıda çalışırım. Ustam zaman zaman arabaları da onarır. Hasan kahvecinin yanında çalışır. Ona buna çay, kahve taşır. En zor iş Mustafa’nın. Çünkü sabahtan akşama kadar ayakta çalışır. Durmadan demir döver.Arabaları onaran kimdir?
DoğruDoğru değil - Soru 9 - 20
9. Soru
ÜÇ ARKADAŞ
Biz üç arkadaşız. Ben, Ali, Hasan bir de Mustafa. Ben tornacıda çalışırım. Ustam zaman zaman arabaları da onarır. Hasan kahvecinin yanında çalışır. Ona buna çay, kahve taşır. En zor iş Mustafa’nın. Çünkü sabahtan akşama kadar ayakta çalışır. Durmadan demir döver.En zor işte kim çalışıyor?
DoğruDoğru değil - Soru 10 - 20
10. Soru
EĞİK AĞAÇAR
Yağmur dindikten sonra, şuraya buraya ışıklar serpildi, gökyüzünden. Aydınlık gölgelerin içine martı kanatları gibi parça parça düştü. Pencereyi açtım. Birden sarıya bulandı bulutlar. Caddeye çıkıp, rasgele yürümeye başladım. Yorulunca pis bir sokağa daldım. Önüme kediler çıktı bir sürü. Üstüme saldırmaya kalktı bir tanesi. Taş attım yol, yol verdi.Yazar ne zaman caddeye çıktı?
DoğruDoğru değil - Soru 11 - 20
11. Soru
EĞİK AĞAÇAR
Yağmur dindikten sonra, şuraya buraya ışıklar serpildi, gökyüzünden. Aydınlık gölgelerin içine martı kanatları gibi parça parça düştü. Pencereyi açtım. Birden sarıya bulandı bulutlar. Caddeye çıkıp, rasgele yürümeye başladım. Yorulunca pis bir sokağa daldım. Önüme kediler çıktı bir sürü. Üstüme saldırmaya kalktı bir tanesi. Taş attım yol, yol verdi.Yazara göre sokak ne haldeydi?
DoğruDoğru değil - Soru 12 - 20
12. Soru
EĞİK AĞAÇAR
Yağmur dindikten sonra, şuraya buraya ışıklar serpildi, gökyüzünden. Aydınlık gölgelerin içine martı kanatları gibi parça parça düştü. Pencereyi açtım. Birden sarıya bulandı bulutlar. Caddeye çıkıp, rasgele yürümeye başladım. Yorulunca pis bir sokağa daldım. Önüme kediler çıktı bir sürü. Üstüme saldırmaya kalktı bir tanesi. Taş attım yol, yol verdi.Parçada hangi hayvanlardan bahsediliyor?
DoğruDoğru değil - Soru 13 - 20
13. Soru
EĞİK AĞAÇAR
Yağmur dindikten sonra, şuraya buraya ışıklar serpildi, gökyüzünden. Aydınlık gölgelerin içine martı kanatları gibi parça parça düştü. Pencereyi açtım. Birden sarıya bulandı bulutlar. Caddeye çıkıp, rasgele yürümeye başladım. Yorulunca pis bir sokağa daldım. Önüme kediler çıktı bir sürü. Üstüme saldırmaya kalktı bir tanesi. Taş attım yol, yol verdi.Yazar bulutların hangi renge boyandığını söylüyor?
DoğruDoğru değil - Soru 14 - 20
14. Soru
MİLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, Önümüzde giden karartılar bozuyor. Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş, çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içindede, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı. -Nineciğim, dedim üşümez misin sen? Bak torununda neredeyse donacak. Arabaya serdiğin yorganı onun üstüne örtsene! Nine kağnıya doğru koştu: -Kar serpiliyor, oğlum dedi. Bunun altındaki millet malıdır.N em kapmasın. Sonra yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı Böyle fedakarlıklarla kazandı.Yazar, yolda aşağıdakilerden hangileriyle karşılaşıyor?
DoğruDoğru değil - Soru 15 - 20
15. Soru
MİLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, Önümüzde giden karartılar bozuyor. Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş, çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içindede, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı. -Nineciğim, dedim üşümez misin sen? Bak torununda neredeyse donacak. Arabaya serdiğin yorganı onun üstüne örtsene! Nine kağnıya doğru koştu: -Kar serpiliyor, oğlum dedi. Bunun altındaki millet malıdır.N em kapmasın. Sonra yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı Böyle fedakarlıklarla kazandı.Nine, aşağıdaki sebeplerin hangisinden dolayı yorganı, torununun değil, cephanenin üstüne örtüyor?
DoğruDoğru değil - Soru 16 - 20
16. Soru
MİLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, Önümüzde giden karartılar bozuyor. Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş, çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içindede, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı. -Nineciğim, dedim üşümez misin sen? Bak torununda neredeyse donacak. Arabaya serdiğin yorganı onun üstüne örtsene! Nine kağnıya doğru koştu: -Kar serpiliyor, oğlum dedi. Bunun altındaki millet malıdır.N em kapmasın. Sonra yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı Böyle fedakarlıklarla kazandı.Köylü kadının ” millet malı” dediği şey aşağıdakilerden hangisidir?
DoğruDoğru değil - Soru 17 - 20
17. Soru
MİLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, Önümüzde giden karartılar bozuyor. Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş, çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içindede, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı. -Nineciğim, dedim üşümez misin sen? Bak torununda neredeyse donacak. Arabaya serdiğin yorganı onun üstüne örtsene! Nine kağnıya doğru koştu: -Kar serpiliyor, oğlum dedi. Bunun altındaki millet malıdır.N em kapmasın. Sonra yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı Böyle fedakarlıklarla kazandı.Bu yazıda anlatılan olay, aşağıdaki savaşların hangisinde geçmiştir?
DoğruDoğru değil - Soru 18 - 20
18. Soru
MİLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava… Her yer bembeyaz… Bu beyazlığı, Önümüzde giden karartılar bozuyor. Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylü kadınlardı. Biraz sonra onlara yetişip selamlaştık. Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaşlı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş, çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu. Sırtındaki peştamalın içindede, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı. -Nineciğim, dedim üşümez misin sen? Bak torununda neredeyse donacak. Arabaya serdiğin yorganı onun üstüne örtsene! Nine kağnıya doğru koştu: -Kar serpiliyor, oğlum dedi. Bunun altındaki millet malıdır.N em kapmasın. Sonra yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü. Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu. İşte Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı Böyle fedakarlıklarla kazandı.Bu yazıda anlatılmak istenen nedir?
DoğruDoğru değil - Soru 19 - 20
19. Soru
1.depolar
2.bazı bitkiler
3.besin
4.köklerindeYukarıda numaralandırılmış sözcüklerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulduğunda sıralama aşağıdakilerin hangisine uygun düşer?
DoğruDoğru değil - Soru 20 - 20
20. Soru
Tutam(1), bayırdan(2), deveyi(3), bir(4), uçuran(5), ottur(6)
Yukarıdaki sözcüklerden anlamlı bir cümle oluşturmak için hangi sıralama yapılmalıdır?
DoğruDoğru değil
cevap anahtarını aç / kapa
1:A – 2:C – 3:C – 4:C – 5:A
6:C – 7:A – 8:B – 9:C – 10:B
11:A – 12:A – 13:C – 14:C – 15:B
16:C – 17:A – 18:A – 19:B – 20:C
0 Yorum